Yaşam kalitesini etkileyen en önemli sağlık problemi göz hastalıklarıdır. Genellikle göz hastalıkları erken teşhis edildiklerinde görme kaybına varan kalıcı hasarlar oluşmadan tedavi edilebilir.  Bu sebeple düzenli göz muayenesi yaptırmak, daha sonra meydana gelebilecek ciddi sorunların tespit edilerek önlenmesi açısından çok önemlidir. Hiçbir şikâyeti olmayanlar bile en az yılda bir kere göz muayenesinden geçerek risklere karşı önceden önlem almalıdır.  Eğer göz sağlığınızla ilgili kuşkularınız varsa ya da gözünüz ile ilgili şikayetleriniz varsa vakit kaybetmeden Göz sağlığı ve hastalıkları bölümüne muayene olmalı ve gerekiyorsa tedavi olmalısınız.




1. Refraksiyon (kırma) kusurları

Genel olarak gözlük, kontakt lens veya refraktif cerrahi yöntemleri ile düzeltme gerektiren refraksiyon kusurları 4 grupta değerlendirilir: ,Miyopi ,Astigmatizma ,Hipermetropi ,Presbiyopi (40 yaş sonrası yakını görme sorunu) Tüm refraksiyon kusurları temelde uzağı görememeye sebep olmakla beraber hipermetropi ve presbiyopide tabloya yakın görme problemi de eşlik etmektedir.  Miyopi, temel olarak uzağı görememe şeklinde tarif edilebilir ve eksi numaralı gözlükler ile düzeltilir. Refraktif cerrahiye en uygun olan kırma kusurudur. Hipermetropi, çocukluk ve gençlik çağında sorun yaratmayabilir fakat özellikle bu dönemde yakın çalışmalar esnasında (ders çalışırken, kitap okurken) göz yorgunluğu ve baş ağrısı gibi şikayetlere yol açabilir. Daha ileriki dönemde ise hem yakında hem de uzakta görme azlığı yapar. Artı numaralı camlarla düzeltilir. Astigmatizma, eksenel bir kırma kusuru olup, bakılan bölgenin bulanık görülmesine sebep olur. Örneğin artı (+) şekline bakarken astigmatizması olan kişiler artının dik veya yatay olan kısmını bulanık görürler. Astigmatizma silindiril camlar ile düzeltilir, yine bazı astigmatizmalar refraktif cerrahi için uygundurlar. Presbiyopi ise 40 yaş sonrası ortaya çıkan yakın görme kusurudur. Yavaş yavaş ilerler ve 55-60 yaşta en üst düzeye ulaşır. Artı camlarla düzeltilir. Akıllı mercek cerrahisi ile presbiyopiyi düzeltmek de mümkündür.




2. Katarakt ve göz içi lensler (FAKO Yöntemi - Akıllı Lensler)

Katarakt gözün kornea ile beraber en önemli ikinci kırma organı olan şeffaf lensin, bu özelliğini kaybedip opaklaşmasıdır. Sıklıkla 50 yaş sonrası görülür. Fakat farklı sebeplere bağlı olarak doğuştan, bebeklik ve gençlik çağı kataraktlarına da rastlanmaktadır. Güncel olarak katarakt cerrahisi fakoemülsifikasyon (FAKO) yöntemi ile dikişsiz olarak yapılmaktadır. FAKO yöntemi ile dikişsiz katarakt cerrahisi son yıllarda büyük gelişmelere sahne oldu. Özellikle yeni geliştirilen teknolojiler sayesinde, ameliyat esnasında hastaların tercihlerine göre takılan lensler sayesinde hastaların uzak ve yakın gözlüklerden kurtulma olanağı doğdu. Benzer bir şekilde astigmatik lensler sayesinde astigmatizması olan kişilerde de katarakt cerrahisi sırasında takılan astigmatik lenslerle düzeltmeler yapılabilmektedir.




3. Lazer

Refraktif cerrahi kırma kusuru nedeniyle görme sıkıntısı çeken hastalara uygulanan girişimlerini tümünün ortak adıdır. Kornea veya lens cerrahileri olarak iki kısma ayrılır. Korneal refraktif cerrahilerin tümü temel olarak saat camına benzeyen gözümüzün en dış kornea tabakasındaki kırıcılığı değiştirerek gözlük kullanımını sonlandırmayı sağlarlar. Uygun hasta seçimi yapıldığında oldukça güvenli ve etkili cerrahilerdir. PRK, LASIK, LASEK, FLEX, SMILE, SILK gibi birçok alt tipi mevcuttur. Bu yöntemlerle uygun miyop ve astigmatizma tedavileri oldukça başarılı bir şekilde yapılabilmektedir. Hipermetropide ise hasta seçimi iyi yapıldığında yüz güldürücü sonuçlar alınabilmektedir.




4. Göz tansiyonu (Glokom)

Göz tansiyonu (glokom) sıklıkla göz tansiyonu yüksekliği ile seyreden görme sinirinin zarar görmesi sonucunda görme alanı kayıpları ve görme azlığına yol açan bir hastalıktır. Genellikle sinsi seyreder ve başlangıçta belirti vermez. Akut glokom krizi denen durumda ise göz tansiyonu aniden yükselir ve gözde kızarıklık, ağrı, bulanık görme, ışıklar etrafında renkli halkalar görme, mide bulantısı ve kusma gibi şikayetler olur. 40 yaş üstü bireylerde, şeker ve guatr hastalarında, üveiti olanlarda, ailesinde glokom öyküsü bulunanlarda, uzun süreli kortizon kullanan kişilerde glokom riski artmaktadır. Bu özelliklere sahip kişilerin, görme sinirindeki hasarın erken tespiti için düzenli göz muayenesi olmaları gerekir.




5. Retina hastalıkları ve vitroretinal cerrahi

*Diyabetik göz hastalığı Diyabet, sıklığı beslenme alışkanlığı ve hayat stili değişiklikleri nedeniyle sıklığı tüm dünyada artan bir hastalıktır. Küçük ve büyük damarları etkileyen diyabet, vücuttaki birçok organda hasara neden olabilmektedir. Göz diyabetin en ciddi etkilediği organlardan birisidir. Gözün ön segmentinde; göz kuruluğu, kırma kusurları ve erken başlangıçlı katarakta sebep olabilen diyabet, asıl sıkıntı yaratan hasarı gözün arka segmentinde yani retinada yapar. Erken tanı ve tedavi gerçekleşmezse körlükle sonuçlanabilir. *Sarı nokta hastalığı Sarı nokta hastalığı (yaşa bağlı makula dejenerasyonu)  merkezi görmeyi sağlayan sarı noktanın yaşa bağlı bozulmasından kaynaklanan bir durumdur. İleri yaşlarda görmede azalma, ortayı görememe, düzensiz ve kesik görme, görmede kırılma gibi belirtiler ile kendini gösterir. Sarı nokta hastalığının kuru ve yaş tip olmak üzere iki tipi mevcuttur. Yüzde 80-90’ını kuru tipi oluşturur. Kuru tip sarı nokta hastalığında sinir hücrelerinde yavaş yavaş hasarlanma meydana gelir. Bu durum zaman sürecinde yaş tipe dönebilir. Bu nedenle hastalığın takibi büyük önem taşır. Yaş tip sarı nokta hastalığında ise retina tabakaları arasına sıvı ve kan sızması sonucu merkez görme ciddi ve ani şeklide azalır.




6. Çocukluk çağı göz hastalıkları

Çocuklarda görmenin değerlendirilmesi ve göz muayenesi erken yaşlarda tedavi edilebilecek göz hastalıklarının zamanında tanısı için gereklidir. Doğumdan sonra 1- 2 ay içinde doğumsal katarakt, gözyaşı yollarında tıkanıklıklar, konjenital glokom gibi tanılar için ilk muayene yapılmalıdır. 1 yaş civarında bebeğin takip yeteneğinin değerlendirilmesi ve kayma (şaşılık) muayenesinin yapılması önem taşır. 3 yaşına kadar okuma kartları ve resimler öğretilerek ilk görme ölçümü yapılabilir. 3 yaşından sonra da okul öncesi mutlaka her çocukta göz muayenesi tekrarlanmalıdır. Görme muayenesinde gözlük gerektiren bir bozukluk varsa gözbebeği büyütülüp uyum yeteneği ortadan kaldırılarak tekrar ölçüm yapılır. Göz bozuklukları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, yeterli görsel uyarı alamadığı için göz ve beyin arasındaki görme yollarının tam gelişememesi manasındaki ambliyopi (göz tembelliği), gözyaşı kanal tıkanıklığı, çocukluk çağı kataraktları ve tümörleri bu yaş grubunda görülebilecek başlıca göz rahatsızlıklarıdır.




7. Göz kapağı hastalıkları

Kapak kenarı iltihabı (blefarit), arpacık (hordeolum), şalazyon, kapak tümörleri (iyi ve kötü huylu), ksantelazma (kolesterol ve yağ içeren, sarı cilt altı lezyonlar), ektropion (kapak kenarının dışa dönmesi), entropion (kapak kenarının içe dönmesi), ptozis (göz kapağı düşüklüğü), blefarospazm (gözün çevresindeki kasın istemsiz kasılması), yüz felcine bağlı göz kapağının kapanamaması, yaşlanma ile kaşta ve üst göz kapağında düşme, ciltte bollaşma ve sarkma gibi göz kapağı hastalıkları hastalığın nedenine göre ilaç ya da ameliyatla tedavi edilmektedir.




8. Oküloplasti ve Orbita Hastalıkları

Oküloplasti ve orbita cerrahisi göz kapakları, gözyaşı yolları ve göz çukuru hastalıklarıyla ilgilenen bir uzmanlık alanıdır. Göz torbalarının alınmasından protez göz yapımına, göz içi tümör ameliyatlarından botoksa, badem göz,  şalazyon , plexr ve troid göz hastalığı gibi tüm göz çevresi hastalıklarının tedavisi ve estetik cerrahi uygulamaları oküloplasti ve orbita cerrahisi ile gerçekleştirilmektedir. Göz kapağı vücuttaki diğer dokulardan çok daha hassas bir bölgedir. Göz kapağı cildi, vücudun en ince cilt bölgesidir. Oküloplasti ve orbita cerrahisinde cerrahi girişimlerin tümünde sağlam dokuların zarar görmemesi ve sadece gerekli yere müdahalenin yapılması çok önemlidir. Yapılacak ameliyatın göz kapağı anatomisini ve estetik cerrahi ilkelerini bilen oküloplasti cerrahisi eğitimi almış çok vaka deneyimine sahip göz doktorları tarafından gerçekleşmesi önem taşımaktadır.